13 Kasım 2015 Cuma

Küçük Prens + Kayıp Gül | KİTAP YORUMU |


Küçük Prens
Yazar: Antoine de Saint-Exupéry
Özgün Adı: Le Petit Prince
Çeviri: S. İpek Ortaer Montanari
Yayınevi: İthaki (diğer 245645 yayınevinde de var)

110 sayfalık minik bir kitap. Çizimler eşliğinde sadece bir kaç saat süren bir keyif. /tadı damağımda kaldı/ Okumalısınız ki bir çoğunuzun okuduğunu biliyorum. Ben çoooook sevdim ya. Hayatımın kitabı falan değil ama böyle kitabı sevmeyen ölsün. Küçük Prens bu aralar daha bir popüler o yüzden sevmek istememiştim açıkçası fdskf Lakin pek mümkün olmadı. Bu kitabı ikinci okuyuşum ama ilki 5 sene önce falandı onu hatırlamıyorum. Ama yıllar sonra tekrar okuduğumda şimdiyi hatırlayacağımdan eminim olmazsa açar burayı okurum.:D Konudan vs bahsetmeyeceğim çünkü size okumanızı buyuruyorum.

filminden















Yazar: Serdar Özkan
Yayınevi: Timaş
Sayfa Sayısı: 205

İçeriğe geçmeden önce dışından şikayet edicem. Bu kapak nedir? Herşeyi anladım da sağ alttaki pembeli filtre uygulanmamış tek şey olan artemis tapınağı nedir? Artemis yayınlarında da basılmış anladığım kadarıyla en azından kapağı değiştirmişler...

Hayal kırıklığı. Kitabın arkasında yazanları okuyunca insanda ister istemez beklenti oluşuyor. Onlar olmasa daha çok severdim kitabı. Bu da küçük prens gibi bir günde bitti ama küçük prens gibi değildi. Küçük prens kısa ama güzeldi, özdü. Kayıp Gül'ü vasat buldum. Zorlamaydı, güzel yazılmamıştı. Aynı zamanda nefrette edemedim çünkü nefret edilesi bir tarafı yok. Iyi bir yanını düşündüm ama aklıma gelmedi ama bütün saçma yazılışı boşverip konusuna odaklanırsak kitabı sevmeye bir kaç adım daha yaklaşaniliriz. Konu gereksiz karakterlerde dağıtılmıştı. Ekşi sözlükten okuduğum kadarıyla reklamı da çok yapılmış zamanında. Kitaba puan veremedim zaten daha fazla yazmayacağım. Kitabı tavsiye etmiyorum ama siz bilirsiniz jdhd
Not: kitabı okuyup yorum yapacaksanız diğer yorumları özellikle ekşi sözlüğü okumayın. Ben mi fazla etkileniyorum bilmiyorum ama hepsi çok haklı gibi geliyor. 

Kendinize iyi bakın! 



24 Ekim 2015 Cumartesi

Magnus Chase ve Asgard Tanrıları #1 - Yaz Kılıcı (Rick Riordan) | KİTAP YORUMU |


Kitabın Özgün Adı: Magnus Chase and The Gods of Asgard- The Sword of Summer
Çeviri: Esen Gür
Yayınevi: Doğan Egmont
Sayfa Sayısı:558+8

"Magnus Chase'in başına o güne dek yeterince iş açılmıştı. İki yıl önce annesinin kendisine kaçmasını söylediği o korkunç geceden beri Boston'da sokaklarda yaşıyor, polisten ve sosyal hizmetlerden yalnızca kafasını kullanarak kurtuluyordu. Magnus bir gün peşine bir başkasının düştüğünü öğrendi: Annesinin kendisini tembihleyerek uzak durmasını söylediği dayısı Randolph. Ancak Magnus, dayısından kaçmak isterken onun avucunun içine düşüverdi. Randolph ise İskandinav tarihiyle ilgili bir şeyler geveleyip Magnus'a bir yerlerde doğuştan hak ettiği bir şey olduğunu söyledi: Binlerce yıldır kayıp olan bir silah. Randolph konuştukça eksik parçalar bir bir tamamlandı. Asgard tanrıları, kurtlar ve Kıyamet Günü hakkındaki efsaneler Magnus'un hafızasında yeniden şekillendi. Ancak fazla vakti yoktu, çünkü o an bir ateş devi Boston'a saldırmakta ve Magnus'a kendi güvenliği ile binlerce masum insanın yaşamı arasında bir seçim yapmaya zorlamaktaydı… Bazen yeni bir yaşama başlamanın tek yolu, ölmektir."

Merhaba arkadaşlar! Uzun bir aradan sonra kitap yorumu yazıcam. Şuan o kadar üşeniyorum ki tamamlayabileceğimden emin değilim. kdsh. Söz konusu kitabımız bla bla Yaz Kılıcı. Kitabı 10 günde bitirmişim saydığımdan değil goodreadsde gördüm. Şimdi ben bu kitaba en başta ısınamadım çünkü demigod olarak Percy Jackson ile karşılaştırıyordum falan. Magnus Percy'ye gerçekten benziyor ama bu dert değil. Çünkü hikayesi farklı ve kitap gerçekten baya harika. Kitabı sevdiğimi 83. sayfada farkettim. (83. sayfada fark etmiş olmamın bir olayı yok)
Gereksiz bir sürü zırvalıktan sonra kitaptan bahsetmiyorum, Yaz Kılıcı'nın bir sayfasında bile sıkılmadım, diğer okuduğum Rick Riordan kitaplarıda aynı şekilde. Ama bazı yerler saçma geldi örnğn; konuşan kılıç çnk; tanrılar çok normal, kılıçlar konuşamaz. Bence kitap mükemmel değildi zaten 500 sayfa bir fantastik romanın mükemmel olmasını beklemiyordum. Belki çeviriden böyle gelmiştir. Sırası gelmişken çeviri çok iyiydi. Olaylar, espiriler çok anlaşılırdı ve bu özellik kötü çevirilerde bulunmaz.
Magnus'tan biraz bahsediyim, arkadaş 16 yaşında, evsiz, yarıtanrı, cesur denilebilir evet. Kısaca Magnus sevilmeyecek bir karakter değil. Kitabın diğer ana karakterleri Hearthstone, Blitzen ve Samirah sayılabilir. İsimler bile çok güzel yha dkfhd. Ayrıntılara girmeyeceğim. Kitabı okumanız gerekiyor çünkü...
Sam'in müslüman olması benim ayrıca hoşuma gitti. bunun altında bişeyler gördüm ama hadi neyse.:D
Ben Rick Riordan kitaplarını genel kültür açısından çok öğretici buluyorum. Mesela Yunan Mitolojisi temelli 13 kitap okuyunca baya şey öğeniyorsunuz. Benim hayatta işime yarıyor gerçekten. Bu seriden sonrada İskandinav mitolojisi ile ilgili bir temelim olacaktır, bir de Hearthstone duyamadığı için işaret dili kullanıyor, bu ayrıntı kitapta çok güzel durmuş. İşaret dilinde bir kaç şey öğrendim.
Annabeth Chase ( pjo ve ok serilerinden) ve Magnus Chase kuzenler. Bu  iyi bişey mi kötü bişey mi karar veremedim. Kötü yani Percy Jackson okumamış biri Annabeth'in olayını anlamayacaklar. Bundan gözünüz korkmasın çünkü hiç etkisi yok gibi bişey. İyi yanı bence yok ama benim açımdan yok Annabeth severler bu kitabı okumak ister mesela, kitap daha çok satar.
Kitabı kesinlikle tavsiye ederim hatta kitap okumayı sevdirecek türden bir kitap olduğunu düşünüyorum. 5 üzerinden 5 puan verdim.
Şimdilik hoşçakalın.:)

not1: biraz karışık anlattım ve gerçek bir yorum oldu mu anlamadım çünkü kendimi değerlendiremiyorum.

not2: kitabı okuyacaksanız Annabeth de Magnus gibi yarı tanrı ama Annabeth'in annesi yunan tanrıçalarındanken Magnus'unki Viking tanrıları?ndan. bunu bilseniz yeter sanırsam.



28 Eylül 2015 Pazartesi

Fruit Mim!

Merhaba! Şu ana kadar hiç mimlenmedim... Ama bu beni mimlerden alıkoyamaz.:) Daha önceden "Biraz müzik biraz ben" mimini yapmıştım. Bugünde oldukça eğlenceli bulduğum fruit mimini yaptım. Bu mimde bir meyve seçiyoruz ve soruları buna göre cevaplıyoruz.
Benim seçtiğim meyve; ŞEFTALİ

1) Sevdiğin 4 kitabın adını seçtiğin meyveyle değiştir.
Şeftali Tarlasında Çocuklar  ( Çavdar Tarlasında Çocuklar )
Yürüyen Şeftaliler  ( Yürüyen Ölüler )
Şeftali Kokan Bir Şeftali  ( Şeftali Kokan Bir Yaz )
Şeftalinin Kanı  ( Olimpos'un Kanı )

2) Sevdiğin bir filmin adını seçtiğin meyveyle değiştir.
6 Süper Şeftali  (6 Süper Kahraman )

3) Bir şarkının sözlerini seçtiğin meyveyle değiştir.
 Şeftali tahtaya bir daha
 Tut şeftali kitabı
 Sarı şeftalili Mehmet ağa
 Bir gün öder hesabı  ( Sarı Çizmeli Mehmet Ağa- Barış Manço )

4) Sevdiğin 4 diziyi seçtiğin meyve ile değiştir.
Sihirli Şeftali  ( Sihirli Annem )
2 Broke Şeftali  (2 Broke Girls )
Kiralık Şeftali  ( Kiralık Aşk )
Şeftali  ( Sherlock )  *olmadı biliyorum*

Bu mim bu kadardı.:) Bunu okuyan sen mim sevdiysen ve de yapmak istersen seni mimledim say. Teşekkürler!!

11 Ağustos 2015 Salı

Neler Yapıyorum

İrem ne yapıyor? Doğru soru ne yapamıyor olacak herhalde. Öncelikle Ağustos ayında 100 sayfa bile okumadığımdan bahsetmeliyim. Ağustos ayında daha doğrusu arkadaşımdan aldığım Suç ve Ceza'yı okumam gerektiğini anladığımda okuyamama sorunu başladı. Başka bir kitaba geçsem bile okumam gerekenlerin hepsi klasiklerden. Çünkü ben dedim ki aaa yaz tatilinde yemem içmem kitap okurum, kütüphaneden de bir ton klasiklerden alayım, okul zamanı çekilmiyor... Bu aralar fazla okumadığımdan dolayı bu aralar kitap yorumu yazamayacağım.
Diğer bir şey İnstagram. Belki biliyorsunuzdur, @apollonunkizi kullanıcı adlı bir bookstagramım vardı hatta orada bloğumun reklamını yapmıştım. Ben o hesabı kapatmıştım. Birde yaklaşık 3 yıldır kullandığım bir kişisel bir hesabım daha vardı. Geçtiğimiz günlerde onu da kapadım. Şimdi @lector.fantasma kullanıcı adlı bir hesap açtım. Bu hesapta daha çok kitaplarla ilgili fotoğraflar paylaşıcağım. -takip edin demek istiyor-  Bir kaç gün kafamı buna yormuştum.
Son olarak asıl konumuz boyamayla vakit geçiriyordum. Daha önce Alışveriş yazımda bahsettiğim 60'lar temalı Yetişkinler İçin Boyama Kitabını boyuyorum. Bu arada boyamalarımın resimlerini içeren başka bir yazı yayınlıyacağım. İlk boyamamda baya sıkılmıştım ama artık eğlenceli geliyor. Ders çalışmaktan kaçmanın güzel bir yolu.
Fizik çalışma taktiği olan var mı? Gerçekten ihtiyacım var. Tatil ama ama ama yani *-*

8 Ağustos 2015 Cumartesi

The Duff | Film Yorumu #1

Merhabalar! Geçen hafta The Duff filmini izledim. Herhalde bir çoğunuz bu filmi duymuş / izlemiştir. Hatta yakın zamanda SAP adıylan Pegasus yayınları kitabını çevirdi. Kitap mı filmden uyarlama film mi kitaptan uyarlama bilmiyorum. O kitap potansiyel okuma listemdeydi. Film izleyesim gelince bende bu filmi izleyim dedim bende. Ve izledim. .mutlu son. 

Filmden beklentim biraz da olsa büyük sayılırdı. Ama film beklediğim gibi çıkmadı. Tamam lisede geçeceğini, biraz aşk olaylarının olacağını biliyordum ama bu kadar fazla klişe olacağını tahmin etmezdim. Bianca'nın kendine özel yeri, ezik olan kızın illa olması gereken yazma yeteneği. Ve bir sürü şey daha. Tamam filmin genel teması ilk defa karşılaştığım the duff yani belirginleşmiş çirkin şişman arkadaş yada böyle bişey Bu farklı, bence güzel olmuş. Benim için filmi bitiren şey Bianca ve hayalleri ve davranışları.

Film berbat falan değildi ki böyle olsa hepsini izlemezdim. Sıkıcı da değildi. Zaten komedi olarak geçiyor. gülmedim. Sıkıldıysanız ve lisede geçen popi-ezik kız çatışmalı ve bu ezik kızın aşkını içeren filmleri izlenebilir buluyorsanız izleyin. Aşırı keyif almadım mesela ne kadar güzel bir sahne filan demedim ama filmden önceki hiç bir şey yapmama hissine iyi gelmiş miydi? Hatırlamıyorum. Kafa patlatmaktan, sıkılmaktan iyi olduğu kesin. Kitabını ise almam ama hediye falan gelirse okurum.;)


Cumartesi Müzik Sesi #2

Merhaba herkes! 5 şarkı önerdiğim bir cumartesi postuna daha hoş geldiniz.
Bu ikinci olucak. -İlkini de okumak isterseniz tıklayabilirsiniz.-
Şarkıları düşünürken yazmaya başladım. Birden en sevdiğim şarkıları yazdığımı farkettim... Ve tabii ki onları  değiştirdim ama birazdan karşılaşacağınız şarkıları da çok severim.
 Bunu neden yazdığımı bilmiyorum.

1) The Beatles - Words of Love

2) Kishi Bashi - A Sunday Smile (Cover)


3) Jason Mraz - I'm Yours


4) Walk Off The Earth - Sing It All Way


5) Grouplove - I'm With You (Acoustic)


İyi okumalar, dinlemeler!

4 Ağustos 2015 Salı

Karanlık Zihinler - Alexandra Bracken | KİTAP YORUMU |


Kitabın Özgün Adı: The Darkest Minds
Yayınevi: Parodi Yayınları
Sayfa Sayısı: 572

ADIM RUBY. 
HEPİNİZDEN FARKLIYIM. 
AKLINIZIN DERİNLİKLERİNDE GEZİNEBİLİR, ANILARINIZI HİÇ YAŞAMAMIŞSINIZ GİBİ SİLEBİLİRİM. 
HENÜZ ON YAŞINDAYKEN BİR GÜN THURMOND'DAKİ BU REHABİLİTASYON KAMPINA GÖNDERİLDİM. 
HEM DE KENDİ AİLEM TARAFINDAN...
BURADA HER ADIMIMIZ İZLENİYOR, NEFES ALIŞVERİŞLERİMİZ BİLE…
YALNIZ DEĞİLİM, MAVİLER... YEŞİLLER... TURUNCULAR... SARILAR VE KIRMIZILAR... 
KARANLIK ZİHİNLER... VE YAŞAMAK İÇİN SAKLANMAK ZORUNDA KALANLAR VE KAÇANLAR... 


Merhaba arkadaşlar.:) Karanlık Zihinler hakkında ne düşündüğümü okumak isterseniz okumaya devam edin. khvfjk.

 Ben sevdim bu kitabı. Kitap oldukça kalın fakat bunun getirebileceği bir sıkıcılık kesinlikle yok. Roman sıkmıyor da, yormuyor da. okuması gayet eğlenceli. Kitabın gözü olan Ruby'yi fazla sevemedim. Bazen kendimi onda görsem de çoğu davranışları saçma geldi. Çok sevdiğim karakterler de vardı. 

Ben kitapta çoğu şeyin farkına geç vardım ve bir sürü şeyi yanlış anladım. Bu büyük ihtimalle benim dikkatsiz okumamdan kaynaklanıyor olabilir. Mesela Liam ve Lee aynı kişilermiş. Bu kısaltmayı bana biri açıklasın... Liam liim diye falan mı okunuyor da Lee?...  Hmm. Yeşillerin zihin kontrolü yapabildiğini sandığımdan bahsetmiş miydim? 

Chups'ın Robinson Cruesşfd kitap yorumunu, içinde bir şifre bile saklıydı, okuduktan sonra bu yazılarımın çok değersiz olduğunu düşündüm. Zaten mükemmel olmadıklarını biliyordum ve diğer harika bloggerları ama Chups'ınki çok prof.. 

Kapaktaki Psi simgesi kitabın ortalarını geçene kadar kapakta mantıksız dürüyor ve neden turuncular bu kadar özel -Ruby turuncu diye mi ha ha- Bence Kapak fazla kalabalık duruyor ama yine de şu Allahım kör olsam daha iyiydi veyatta kirpiklerim gözümü bıçakladılar gibi değildi. Aslında etkileyici bir kapak. Ama favorilerimin arasına giremez. Parodi yayınlarından okuduğum ilk kitap olsa gerek. Baskı falan baya güzel bence. Yazım yanlışı da farketmedim. Kitabın sırtı çatlar diye düşünmüştüm ama hiç bişey olmadı. Bu iyi birşey. (y)

AZSXDCFVGBHNJKL

5/5 

sağlıcakla kalın.


3 Ağustos 2015 Pazartesi

Alıntı #2

"Başlangıçta, epey önceleri ama, onu şu sorun düşündürüyordu: Hemen bütün suçlar nasıl oluyor da böylesine kolaycacık ortaya çıkıyor ve hemen bütün suçluların izleri böylesine çabucak bulunabiliyor? Düşündükçe ilginç birtakım sonuçlara vardı: Ona göre bunların başlıca nedeni, suçun gizlenmesindeki maddi olanaksızlıktan çok, suçlunun kendinde aranmalıydı; hemen her suçlu, suçu işlediği sırada, yani aklın, iradenin, dikkatin en yoğun olması gerektiği anda, akıl ve irade yönünden güçsüzlüğe düşüyordu; akıl tutulması ve iradeyi kaybetme tıpkı bir hastalık gibi geliyordu insana, gelişip yayılıyordu ve suçun işlenmesinden az önce en yüksek düzeyine ulaşıyordu, suçun işlendiği sırada ve ondan sonra kişiliklere bağlı olarak bu düzeyini sürdürüyor, sonrada her hastalık gibi etkisini yavaş yavaş yitirip yok oluyordu. Bu noktada ortaya çıkan soru şuydu: Hastalık mı suçu doğruyordu, yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu? Şimdilik bu soruyu çözümleyecek güçte bulmuyordu kendisini Raskolnikov." 
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (Suç Ve Ceza (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları s,86)) 

1 Ağustos 2015 Cumartesi

Cumartesi Müzik Sesi #1

Başlığın mallığını boşverin. Merhabalar! Her hafta cumartesi günü beş tane şarkı tavsiye edeceğim. Bunlar benim hoşuma giden şarkılardan olacak ve genelde hepsi İngilizce olacak sanırım. Evet, bugünün cumartesi olduğunu bilmeyeniniz var mı? Let's start!

Bu haftaki şarkıların hepsi çok yakında çıkmış olar Kağıttan Kentler'in filminin Soundtrack şarkılarından olucak. Filme gidemedim ama şarkıları dinledim işte *hüzünlü dakikalar* 

11111)  Sam Bruno - Search Party


22222) No Drama Queen - Grouplove


33333) Great Summer - Vance Joy

 ,

44444) Radio - Santigold

55555) Hmm... Bu seferlik beş yok ama bir dahakine kaçamazsınız.

Umarım hoşunuza gitmiştir. Bir daha ki cumartesiye kadar iyi okumalar, dinlemeler!



Temmuz'da Okuduklarım

   Merhaba Arkadaşlar!
Bu ay 4 kitap okumuşum.:) Hadi bunlara bir göz atalım!

+ Bu ayın ilk kitabı Ejder Kız: Son Savaş (Licia Troisi). Ejder Kız serisinin son kitabıydı ve okuması eğlenceli ve sürükleyiciydi. 5 üzerinden 5 verdim. Serinin yorumu için tıklayın!

+ Sonra Karanlık Zihinler (Alexandra Bracken)'i okudum. Kitaba büyük bir beklentiyle başlamıştım ve beni hayal kırıklığına uğratmadı. Buna da 5 üzerinden 5 verdim. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.

+ Gelelim 3. kitaba>>> Death Note 8.Cilt Hedef. Malum kişisiz bi garipti. Onsuzluk...

+ Sonra da Taş Meclisi (Jean-Christophe Grange) adlı kitabı okudum. Kitap iyiydi, beklediğim gibiydi. Okuduğumdan pişman değilim. Bilmiyorum. 5 üzerinden 4 verdim.


İyi okumalar!

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Ejder Kız Serisi - Licia TROISI | SERİ YORUMU |

Merhaba arkadaşlar! Bu paragrafdan sonra Ejder Kız serisinin yorumunu okuyacaksınız. Fazla detaya girmem herhalde çünkü unuttum birazcık.:D Kitapların neredeyse hepsini art arda okuduğum için fazla kitap kitap aklımda kalmadı ve kitapların hiç biri bende yok. 
Seri Adı: Ejder Kız Serisi (La Ragazza Drago)
Yazar: Licia Throsi
Kitaplar ve Özgün Adları:
1. Thuban'ın Mirası ( L'ereditá di Thuban)
2. İdhunn'un Ağacı ( L'albero di Idhunn
3. Aldibah'ın Kum Saati ( La Cressidra di Albidah)
4. Kuma'nın İkizleri ( I gemelli di Kuma)
5. Son Savaş ( L'ultima battaglia)
Yayınevi: Doğan Egmont

Doğan Egmont seri tanıtım videosu> https://youtu.be/MPowGc0TESw (25 saniyelik tatlış bişey)

Öncelikle serinin 5 kitaptan oluştuğunu söylemeliyim. Türü ise fantastik. Hepsi kalın kapaklı baskıyla olarak Doğan Egmont'dan çıktı. Kapakları orijinaliyle aynı ve oldukça güzeller ama ben birazcık alakasız buldum.  Bölüm başlangıçlarındaki ejderha çizimleri her kitapta değişiyor, bu benim hoşuma gitti. 
İçeriklere gelicek olursak seri genel olarak 5 dragonianalının(?) dragoniayayı(?) yeryüzüne indirmek için çalışmaları ve bunun içinde dünya ağacının meyvelerini aramaları ile geçiyor ve tabii ki bu sırada zorluklarda karşılaşıyorlar. Bu sorunlar çoğunlukla en büyük düşmanları Nidhoggr yüzünden ortaya çıkıyor. 
Kitaplar giderek daha iyileşti bence. İlk kitap sıkıcı vs. değildi ama 4- 5. kitapları okuduğunuzda ilk kitap daha sıkıcı ve vasat kalıyor. İlk kitaptan sonra aşk meşk olayları da başlıyor. Ama fazla abartılı değil. Savaşların en çok olduğu kitap adından da anlaşıldığı gibi 'Son Savaş' yani son kitap. Ve olaylar hızlı hızlı gerçekleştiği için en dikkatli okunması gereken kitapta bu. 
Kitapta hoşuma gitmeyen şeylerden biri ,özellikle ilk kitaplarda, bir sürü atıf vardı. buna tam olarak atıf denilebilinir mi emin değilim ama kastettiğim şey Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Muse, Amy Winehouse gibiisimlerin metinde geçmesi. Bu bir süre sonra göze batıyor ve fantastik bir kitapta olması ayrıca rahatsız etti. Bir de karakterlerin yaşları henüz 13-14'ken dudaktan öpüşme sahnesinin olması bana uygun gelmedi. Okuyan küçükler varsa onları da özendirebilir.
Ana karakterlerden bahsedeyim şimdi de ilk ve en önemli karakterimiz Sofia. Sofia içinde Thuban'ın yani en güçlü bekçi ejderin ruhunu taşıyan kız. Lidja, Sofia'nın en yakın arkadaşı ve dragonialılardan biri. Daha sonra sırasıyla Fobia, Karl, Ewan ve Chloe-ikizlerimiz- işin içine farklı kitaplarda giriyorlar. Birde bunlara yardımcı olan Profesör ve Nidhoggr kanından Nida ve Ratatoskr var. Bu drakshslıların hepsinin farklı güçleri var. Kitabın karakter yelpazesi geniş görüldüğü üzere. Ben karakterlerden en çok Ewan ve Fobio'yu sevdim. 
Kitaplardan birini seçmek gerekirse de en çok 4. Kitabı sevdim. Sizde okuduysanız ve hatırlıyorsanız en sevdiğiniz kitabını yorum olarak bırakın. Görüşürüz! İyi okumalar.:)


NOT: Bu yazıyı 2015'te yayınlamışım. 1000 görüntülenmeye yaklaşırken (2018) bir göz atmalıyım diye düşündüm. Bir sürü yazım yanlışı ve garip cümleler vardı. Ufak düzenledim kendisini. İyi günler dilerim.


19 Temmuz 2015 Pazar

Kitap okuyorum. Evet, çok çalışkanım.

Bütün kitaplar aynı değildir. Bazıları gerçeğe yakından uzaktan ilgisi yoktur lakin bazıları gerçeğin ta kendisidir. 
tamam bu kadar havalı konuşma yeter. ✋
Kitap okurken bazı insanlar seni çalışkan olarak görür. Bu sorunsal belkide size sorunsal değil. Ben okuldan gelince dinlenirim mesela sonrada kitap okurum ama  aslında dinlenmeye devam ediyorumdur. Aynı zamanda ödev kısmını mümkün olduğunca erteliyorumdur. Bazı zamanlar ise bilimsel kitaplar okurum. Bu zamanlarda ise yine dinleniyorum ama aynı zamanda çalışkanımdır. 
İki kuzen aynı odada  otururken biri dizi izliyorsa diğeri kitap okuyorsa büyük ihtimal roman okuyordur ve kitabın sonunu çok merak ediyor olabilir. Yani bunlar sadece iki kuzen benle ilgisi yok tabiiki. 
İşte bütün bunları sorunsal yapan kısma gelelim. Bu iki kuzenden biri her fırsatta kitap okuyorsa diğeri ise telefonda ne yapıyorsa yapıyorsa bu kuzenlerden ikincisinin annesi ilk kuzeni çok çalışkan olarak görebilir. Ilk kuzen yüzünden ikinci kuzen kötü duruma düşer. Ve üstelik ikinci(telci) kuzenin annesi derki onun kitaplarında seninkiler gibi aşk yok...

30 Haziran 2015 Salı

Haziran'da Okuduklarım

Merhaba arkadaşlar! Bu ay yani Haziran ayında bir sürü kitap okudum. Bu yazıda da bu kitaplara verdiğim puanları, kısaca görüşümü falan bulacaksınız. Mart ayında da buna benzer bir yazı yazmıştım. Aslında Nisan ve Mayısta da gelmesi gerekiyordu ama üşendim vaktim yoktu. Artık tatilde olduğuma göre baya vaktim var gibi. Şimdiden söyliyim uzun bir yazı olacak. Çünkü kitapları teker teker ele alacağım. Öbür aylarda böyle olmayacak çünkü yorumları ayrı ayrı paylaşacağım.:) Künyeleri eklemeyeceğim daha fazla uzatmak istemiyorum.

Bu ay bitirdiğim ilk kitap Hababam Sınıfı (Rıfat Ilgaz).
Bu kitap bayabi süre elimde süründü. Okul kütüphanesinden almıştım ve artık okul bitmeden bitireyim dedim. İlk başlarında baya sıkılıyordum hatta bitsin diye okuyordum. Ama sonlara doğru kitaba ısındım ve güzelce okudum.:D
Kitap roman olarak geçiyor ama bana farklı geldi. Kitapta çok fazla bölüm var. Bu bölümler zaman sıralı yani karışık okunursa bazı anlaşılmayacak şeyler var. Ama bölümler birbirlerinin devamı gibi değil. Bundan dolayı ilk başta beklentimi karşılayamadı. Bir de karakterleri hep birbirlerine karıştırıyordum. Herkese bir takma isim verildiği için hemen kavrayamamıştım. Kitaba 3 yıldız verdim. Belki siz daha çok beğenirsiniz. Filmiyle karşılaştırsak tabii ki birçok farklılık var. Diyeceklerim bu kadar.



Bundan sonrada hemen Kağıttan Kentler'e başladım. Çünkü bunu da okuldan bir arkadışımdan almıştım. Bu kitabı sevdim. Akıcıydı ve eğlenceliydi. Kitabı bir iki günde bitirdim diye hatırlıyorum. John Green'in okuduğum 3. Kitabı. Nedense Quentin ve Miles birbirine tip olarak benzer şekilde hayal ettim. Bence Alaska'nın Peşinde kitabıyla benziyordu. Ama Alaska'nın Peşinde'yi tercih ederim. Fragmanını falan kitaptan sonra izledim. Karakterler Que ve Margo hariç tam hayal ettiğim gibi. Filmi de sabırsızlıkla bekliyorum. 5 yıldız verdim. Kitabın sonu çok saçma geldi bana. Ama puan kırmadım.



Ondan sonra hemen İkiye Bölünen Vikont'a (İtalo Calvino) başladım ki onu da başka bir arkadaşımdan almıştım.:D Bu kitaba daha önce de başlamayı denemiştim ama hiç hoşuma gitmemişti. Bu sefer kitabı çok sevdim. Eğlenceliydi ve çok hoş bölümleri vardı. Resimli olması da benim çok sevdiğim bir yönü oldu kitabın. Çok şeker çizimler vardı. Kitabın başında biraz sıkıldım ama iyiki bırakmamışım.Kitaptan aldığım bir kısım için buraya tıklayabilirsiniz. Bu kitaba da 5 yıldız verdim.






Bu kitaplardan sonra da sonunda sahip olduğum Cinder(Marissa Meyer) rahatça okudum. Uzun zamandır Fantastik türünde bir roman okumamıştım. Bu kitabı çok beğendim. Benim zaten masallara ilgim vardı. Kitapta külkedisi masalından izler olması benim daha çok beğenmemi sağladı. Bu tür kitaplara bişey deniyordu ama ben bilmiyorum. Siz biliyorsanız yorum olarak bırakırsanız bende öğrenmiş olurum. Kitabı aldığımda da biliyordum böyle olduğunu ama daha önce yeniden kurgulanmış masallar okumadığım için nasıl olacağını tahmin edemiyordum. Sonuç olarak kitabı sevdim. 5 yıldız verdim.


Cinder'dan sonra bitirdiğim kitap ise Ejder Kız- Thuban'ın Mirası (Lucia Troisi). Bu kitapta cici, fantastik, oldukça iyi olan bir kitaptı. Aynı zamanda Ejder Kız serisinin ilk kitabı. Bunu da bir arkadaşımdan aldım. Kitabı okurken eğlendim, sadece bana biraz basit geldi ve başka kitaplarla karşılaştırmaktan kendimi alamadım. 4 yıldız verdim. Bütün serinin ayrıntılı yorumu gelebilir ama gelmeyedebilir.lfytfvdwd


Ondan sonra da ,Ondan sonraların sıktığını biliyorum ama bir dahaki ay böyle olmayacak, Ölüm Defteri'nin şu aklımı çok karıştıran ve allak bullak eden 7. ciltini okudum. Bu konuda konuşmak istemiyorum. Diğer kitaba geçelim...




Ejder Kız serisine devam ettim. İkinci kitabın ismi İdhunn'un Ağacı. Üçüncü kitap ise Aldibah'ın Kum Saati. İkisini de ilk kitaptan daha çok sevdim. Şuan okumakta olduğum 4. kitabı da diğerlerinden daha çok sevdim. Bakalım sonuncu kitabı da sevecek miyim?  İkiye 4, üçe ise 5 yıldız vermişim. İkisini de çok hızlı bir şekilde okudum. Bu yüzden tam olarak fikirlerimi hatırlamıyorum. Karakterler çok sevimli çocuklar. Aldibah'ın Kum Saati'nde Almanya'ya gidiyorlardı. Kitapta bir sürü Almanca kelimeler vardı. Tabii ki engin Almanca bilgilerimle hepsini anladım. Bildiklerimin işe yaraması hoşuma gitmişti.:D Özel isim olmamasına rağmen çevrilmemiş kelimeler olması bana garip geldi. Herhalde kitabın orjinalinde de öyledir diye düşünüyorum. Bu kitapları da satın almadım. Doğan Egmont'tan çıkmışlar.




Bu ay bitirdiğim en son kitapta Matematiğin Aydınlık Dünyası (Sinan Sertöz).
Kitap yazılmadan önce aynı isimli belgesel çekilmiş.Daha sonra da bu kitap yazılmış. Kitap 130 sayfa bişey. İlk başladığımda baya şaşırdım. Çünkü yazarın anlatımı çok hoşuma gitti. Çok güzel bilgiler vardı. Sıkıcı değildi. Bu kitabı okuyan birinin en azından lise 2-3te olursa daha iyi anlayabilir bence.Ben lise üçe geçtim mesela.:P Bu kitabı okul kütüphanesinden almıştım belki yaz tatili bitene kadar yine okurum. Zaten çabucak bitiyor. Bu kitaba da 5 yıldız verdim.
Yakında belgeseli de izleyeceğim.:)



Bu en uzun yayın oldu. Okuduysanız teşekkürler. Kitaplar hakkında fazla bilgi vermedim ama artık en azından isimlerini duymuş oldunuz. Bu arada 8 kitaptan sadece 2 tanesi benim. Normalde de başkalarının kitaplarını okuyorum ama bu ay daha bir çok oldu. Zaten bu yıl ilk defa bir ayda bu kadar kitap okudum. Her neyse sağlıcakla kalın! 

24 Haziran 2015 Çarşamba

Alıntı #1

..."Nasıl acımam? Bir insanın yarısı olmanın ne demek olduğunu biliyorum, acımamam mümkün değil." 
"Siz farklısınız,sizin de tuhaf bir yanınız var, ama iyisiniz."  
"Bunun üzerine iyi Medardo şöyle dedi: "İkiye bölünmüş olmanın iyi tarafı şu ki Pamela, yeryüzündeki her erkeğin, her kadının, her şeyin kendi eksikliği konusunda duyduğu acıyı anlıyorsun. Bütünken anlamıyordum, dört bir yana ekilen acıların, yaraların arasında, bütün olmayan birinin inanma yürekliliğini gösterebileceği bir ortamda sağır, iletişimsiz deviniyordum. Sadece ben değil Pamela, ben bölünmüş, parçalanmış bir varlığım, ama sen de, herkes de. Artık ben daha önce, bütünken tanımadığım bir kardeşliğe sahibim, yeryüzündeki bütün sakatlıklarla, eksikliklerle kardeşim. Benimle gelecek olursan Pamela, herkesin derdiniz acısını çekmeyi, başkalarının derdini giderirken kendi derdini gidermenin yolunu öğrenirsin."...
Italo Calvino (İkiye Bölünen Vikont (s,76))

19 Haziran 2015 Cuma

Alışveriş #1 Kitaplar


Selamlar, bu hafta yaptığım aslında minik sayılabilecek kitap alışverişimi sizlerle paylaşıyım dedim. Dört tane kitap aldım. Hepsini D&R mağazasından aldım. D&R'a giderken ki amacım Paralama Defteri almaktı ama indirimde olan kitapları görünce onlara da bir göz attım ve göz atmakla kalmadım.

Aldığım ilk kitap bu boyama kitabı bu kitap 18 bilmemneden 13 bilmemeye düşmüştü. Benim zaten son zamanlarda özellikle tercih edilmeye başlanan yetişkinler için boyama kitaplarına (yibk) ilgim vardı. Tamam, bu benim ilk y.i.b.k.ım olabilir ama yinede ilgim vardı.:D Sizde boyamayı eğlenceli bir iş olarak görüyorsanız bence sizde alın çünkü Ramazan'da yapacak fazla iş yok. Saçma bir çünkü oldu biliyorum... Artık çok farklı temalarda bir sürü boyama kitapları var. Benim tercihim bu 60'lar temalı kitap oldu.      
Kitabın Özgün Adı: Creative Colouring for Frown-Ups 60s Patterns  
Yayınevi: Libros Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 128
Arka Kapak Yazısı:
Ressam olmanıza gerek yok. İçinizdeki renkleri keşfedin yeter! Gerisi kaleminizin ucundan akıp gidecek...
Soyut tasarımlar, pop-art baskılar ve güçlü desenlerle 60'ların ruhu tekrar aramızda! İşte size yoğun çalışma ortamından ve kalabalık şehir hayatının stresli atmosferinden uzaklaşmak için harika bir fırsat daha! Renklerle Terapi / Yetişkinler için Yaratıcı Boyama kitabı, hayal dünyanızı zenginleştirip, duygularınızın yeniden renklenmesini sağlayacak ve içinizde gizlenmiş olan yaratıcı benliğinizi ortaya çıkaracaktır.                                                                      


Aldığım diğer bir kitap ise bir manga. Death Note'un 7.cilti (Sıfır). Bu manganın her ay bir ciltini alıp okuyorum. Favori karakterim ise L.1 2 3 4 5 6 ya kıyasla daha kalın ve bence kapağı daha güzel. Acaba neden daha çok sevdim? Daha okumadım ama yakın zamanda okuyacağım. L çok tatlı değil mi? Spoil aldım ama umursamıyorum zaten olay olayın nasıl olduğu değil mi? Sorular sıkmadı mı? Neyse sjdgh
Yayınevi: Akılçelen Kitaplar
Sayfa Sayısı: 216



Karanlık Zihinler'i ise çevrildiği zamandan beri okumak istiyordum. Ama nasip olmamıştı. Bu kitabı ise 9.90 gibi uygun bir fiyata aldım. Benimki 7. baskıdan ve arkasında ''Özel Baskı'' yazıyor. Böyle...

Yazar: Alexandra Bracken
Kitabın Özgün Adı: The Darkest Minds
Yayınevi: Paradi Kitap
Sayfa Sayısı: 572
Arka Kapak Yazısı:
Adım Ruby.
Hepinizden farklıyım.Aklınızın derinliklerinde gezinebilir, anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim.Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. Hem de kendi ailem tarafından...Burada her adımımız izleniyor, nefes alış verişlerimiz bile.Yalnız değilim.Maviler... Yeşiller... Turuncular...Sarılar ve Kırmızılar...Karanlık Zihinler...Ve yaşamak için saklanmak zorunda kalanlarVe kaçanlar... 



En son kitabımız ise Paralama Defteri. Bu kitabı tamamlamak bize düşüyor. Kısaca anlatmak gerekirse her sayfa için farklı talimatlar var ve bunları uyguluyor alan kimse yani ben veya sizler. Bu talimatların çoğu kitabı paralama defteri mahvetme üzerine. Bu da boş zamanlara bire bir diye düşünüyorum. Son olarak; paralamak için sabırsızlanıyorum. :D

Yazar: Keri Smith
Yayınevi: Pegasus
Kitabın Özgün Adı: Wreck This Journal
Sayfa Sayısı: 224



Şimdilik yapabilirsem her hafta en az bir yazı yayınlamayı düşünüyorum. Takipte ve sağlıcakla kalın!


12 Haziran 2015 Cuma

İyi tatiller! (Yaz Tatilinde Ne Yapmalı?)


Merhaba arkadaşlar! Bu gün itibariyle okul dönemine bir ara vermiş olduk. Bu yaklaşık üç ay sürecek yaz tatili! Üç ay -90 gün- her yaz tatilinin başında fazla uzun geliyor ama tatil başlayınca bu his yok oluyor ve zaman akıp gidiyor ve bu cümle gereksiz uzun oldu... Bu yazımda da bazı yaz tatili planlarımdan bahsedeceğim. Bunlar üzerinden kendimce tavsiyeler verip boş zamanlarınızda yapabileceğiniz etkinlik fikirleri söyleyeceğim. Tavsiyelerim biraz ortaokul ve lise dönemlerine uygun kaçabilir. Hadi başlayalım!

Ben de birçoğunuz gibi bir sürü kitap okumayı planlıyorum. :) Okumak isteyip okuyamadığım bir çok kitabı okuyacağıma inanıyorum. Size tavsiyem kitaplarınızı önceden belirlenmiş bir sıra ile okumayın. Bunun yerine canınız hangi kitabı çekerse onu okuyun. Birde hepimizin tonlarca kitabı olmadığı için kütüphanelere yönelin derim ben. Yaşadığınız yerdeki bir kütüphanede üyeliğiniz olsun ve kıtlığa düştüğünüzde oradaki kitaplara da bir bakın derim. Bunları yazan ben bunu yapmadım ama okul kitaplığından yaz tatili için 9 kadar kitabı ödünç aldım ki arkadaşlarımdan alacağım kitaplar ve kendi kitaplarım bana yetecektir. Ama ben de fırsatını bulduğumda üye olurum sanırım. Çoğu kütüphanede gençlerin özellikle hoşlandığı fantastik türüne ait kitaplar da mevcut, ben eskiden sadece klasikler var sanırdım -hep cahil- ama değil .

Çeşitli yaz kursları bence yaz tatilini daha verimli getirmenin bir yolu. Dil, spor, müzik, okul dersleri gibi birçok alanda açılan kurslara gitmenizi tavsiye ederim.

Şimdi de DIY(do-it-yourself) yani kendin yap projelerinden bahsedicem. Ben özellikle takı yapımlarından hoşlanıyorum ama takı harici bir dürü şey  de yapabilirsiniz, kendiniz üretemezseniz İnternet ne güne duruyor.:D Bahsetmem bu kadardı. Diğer maddeye geçelim...

Bol bol -dikkat edin de gözünüz bozulmasın- dizi-film izleyebilirsiniz. :) Özellikle yabancı dil dizileri altyazı ile izlerseniz bu dili öğrenirken sizi kolaylık olacaktır. Çünkü kulak aşinalığı oluşur. Aşırıya kaçmayın. Başladığınızda duramıyorsanız kendi kendinize belli bir sınır koyun (günde mesela 2 bölüm izleyeceğim.gibi) ve bu sınıra uymaya çalışın. Veya mesela bir hafta yabancı bir hafta Türk filmi izleyebilirsiniz.
*Daha sonra film önerisi yapacağım bir post yayınlayacağım.

Bulmacalar çözün, araştırmalar yapın. Sakın ha beyninizi tembellik çukuruna atmayın. Kritik senelerde iseniz ders çalışmayı ihmal etmeyin. Bir arkadaş lisede eşit ağırlık seçenlere sıkıldıkça fizik sorusu çözün demişfkgewgijl...x...x....

 Dahası yemek yapmayı deneyebilir, örgü örebilir veya biraz kızça kaçmayan bir çok yeni şey deneyebilirsiniz. Aranızda daha çılgın insanların olduğunu biliyorum. Ben size öneri yapamam -ezik hayal gücü- ama  bunu okuyorsanız araştırın ve çılgınca .düşündüm de eğitici şeylerde eğlenceli olabilirler evet evet eğitici şeyler yapın. Bu postta size teşvik olsun.

Günlük yazın. Yazın ki;
Sevgili günlük,
Bugün kalktım. Yemek yedim. TV izledim. Yemek yedim. Uyudum. Bay...
Sevgili günlük,
Dünün aynısı oldu. Bay...
Umarım tatiliniz çok daha iyi verimli geçer. Hepinize iyi tatiller! Bir daha ki yayında görüşmek üzere, kendinize iyi bakın. :) Daha farklı parlak fikirleriniz varsa yorum olarak bıraksanız sevinirim ve diğer insanlarda sevinebilir yani bilemiyorum.


23 Nisan 2015 Perşembe

Biraz Müzik Biraz Ben...



 Merhaba dostlarım! Bildiğiniz üzere bloğumu yeni açtım sayılır. Fazla tanınan bir insan değilim ama elimden geldiğince bloğa yayın giriyorum. Bu aralar doğru düzgün kitap okuyamıyorum ama olsun. Ben de kendi kendimi mimlerim!


1) Müzik denildiğinde aklınıza gelen ilk kelime:
Müzik. İlk gelen müzik oluyor evet yada bilmiyorum bunu yaşamadan bilemedim şimdi. The Beatles gelebilir şuan deseler belki, kulaklığım da gelebilir, Adventure Time da. Güvenemiyorum.

2) Hiç müzikten bıktığınız oldu mu? Ya da dinlemeye ara verdiğiniz.
Evet, oldu. Genelde ders çalışırken oluyor çünkü şarkı seçmekten ders çalışamıyorum bazen. Birde uzun zaman dinleyince yoruyor biraz. Sıcak havalarda kulaklıkla fazla dinleyemiyorum bıkkınlık geliyor. Ama böyle günlerce haftalarca dinlememezlik yapmadım.

3) Hayatınız boyunca hayran olduğunuz bir ses sanatçısı oldu mu? Posterlerini odanıza astığınız, fan dediğimiz türden yani.
Hayır.

4) Kitap okurken müzik dinler misiniz?
Ortamda ses varsa evet ama sessiz bir ortamda tercih etmiyorum. Bazen sesli ortamlarda da müziksiz okuyabiliyorum. Yani müziksiz okuyamam diyenlerden değilim.

5) Çok klasik ama sormak istiyorum. Sizin türünüz hangisi?
Benim türüm? Rock olabilir. Zaten birçok alt türü olduğundan pek kısıtlayıcı bir cevap olmadı bu ;)

6) Asla dinlemem dediğiniz tarz var mı?
Hayır. Çoğu tarzı gidip açıp dinlemem ama çalıyorsa dinlerim herhalde.

7) Size bir şarkıcı olmak isterseniz kim olmak isterseniz desem?
Bu soruda olan birinden bahsediyorsa Lorde olabilir.

8) İmkansız ama ülkemizde müzikle ilgili neyi değiştirmek istersiniz?
Bilmiyorum. Aklıma beni çok rahatsız eden bir şey gelmiyor.

9) Bu şarkı benim dediğiniz bir şarkı var mı?
Hayır.

10) TV'lerde yayınlanan Talk Show'lar hakkında na düşünüyorsunuz? Özellikle sunucusunun ses sanatçısı olduğu programlardan bahsediyorum.
Düşünmüyorum. Televizyonu kendim açtıysam bu tür programlar izlemem.

11) Kim şarkı söylemesin sorusuna vereceğiniz ilk isim kim olur?
Bence şarkı söylemekten zevk alan herkes söylesin ama sırf ünlü olmak için bu işi yapanlara gerek yok.

Ben de kendimde başka Tatlı Kitap Canavarı ve Yağmur's Journal'dan Yağmur'u (Umarım ismin budur) mimliyorum. Kendileri ile yakın olmasam da mimlenmek onları üzmez diye düşünüyorum. :)

Sağlıcakla kalın!





14 Nisan 2015 Salı

Kitap Ayraçları(m)

   Merhaba arkadaşlar! Muhtemelen çoğunuz kitap okurken ayraç kullanıyordur. Bazılarımızın koleksiyonları varken bazılarımız herhangi bir kağıt parçasına ayraç işlevi yükleyip onu kullanıyordur. Veya bir sürü farklı kişilik bu yazıyı okuyor olabilir.
   Bu yayında sevdiğim ayraçlarımı gösterip birkaç fikir verebilirim:)



Bu benim en değer verdiğim ayracım. Kendisi biraz yamuk filan olsa da ebruyu çok severim. İkinci olarak, ilkokulda çok sevdiğim bir öğretmenimin götürdüğü sergiden almıştım. Üçüncü olarak - :D- en eski olan bu sanırım 4 yıllık kendisi. Bu ayraç için bu kadar. Bir de lütfen buraya kadar okuduysanız hepsini okuyun ^^






Bu da en çok kullandığım ikinci ayraç ama bunu aldığım zamandan beri en çok bunu kullandım. Bu Van Gogh'un Yıldızlı Yol adlı tablosundan bir kesit. Zaten bu adamın resimlerine bayılıyorum bunu görünce hemen aldım. boyutu küçük olsa da çok hoşuma gidiyor. Karton değil. Merak edenlere ben Fima'dan almıştım.

Yazı kısa kaldı galiba kşkjbvxxlkh








Bunlar da mıknatıslı ayraçlarım. Bunlardan fazla hoşlanmıyorum. Tamam, tipleri ve fikir güzel ama kullanması bana işkence gibi geliyor. Yok aç, kadıda tuttur biton iş. Direk kitabın içine atanlar da var gerçi ama o zaman normal kullan. Hiç 1 kitapta tamamen bunlardan kullanmadım. Kimseye de tavsiye etmiyorum. Ama siz bilirsiniz glgfşkh


Bunlar da her yıl Tüyap kitap fuarından aldığım bebekler. Bunları da hiç kullanmadım ama seviyorum. Her gidişimde mutlaka alıyorum bunlar T. Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfi'nın stadında satılıyor. Bence çok tatlılar ama kullanışlı değiller çünkü mesela bir kitabın arasında bu var. Süsü üstte kalıyor zaten ve bu kitaba üstten darbe gelse süs kısmı kitaba baskı uygulayarak sayfaları kıvırır.

Kendi yaptığım ayraçlardan.


Müzelerden topladıklarım. :)

Bir de şu yayınevlerinin verdikleri var. Bende de biraz var ama şuan sahip olduklarımın 10  katını falan bir arkadaşıma verdim. Pişmanım. Vermemin nedeni ise koyacak yerim olmaması ve onun koleksiyon yapması :D  

Ben çok önceden sayfaların köşesini üçgen şeklinde katlardım, yapmayın yaptırtmayın.  

İyi okumalar! Görüşmek üzere. :)








3 Nisan 2015 Cuma

Mart'da Okuduklarım





Merhaba! Bu yazıda Mart ayında okuduğum kitaplardan bahsedicem. Bu ay 5 kitap okudum.Sırasıyla ilk Death Note'un 4. cildini, sonra Babalar ve Oğullar, Percy Jackson ve Yunan Tanrıları, Çavdar Tarlasında Çocuklar ve son olarak ayın son günü bitirdiğim Kara Kafa'yı okudum. İlk kitaptan başlayalım. :)


Bu ay okuduğum ilk kitap bir manga. Death Note'un 4. cildi olan bu kitaba 5 üzerinden 5 verdim. Bu seri benim okuduğum ilk manga serisi ve beni ilk ciltten kendine bağımlı hale getirdi. Fiyatları 11.90 lira bu yüzden daha sık alabilme imkanım olabiliyor ama seri bazında bakarsak biraz fazla oluyor. Her neyse, manga okumak bence çok eğlenceli ve insanı yormuyor. Kısa sürede okunabiliyor. Eğer hiç manga okumadıysanız bence deneyin ve Death Note da çok iyi bir manga serisi. Favori mangası bu olan birçok kişi tanıyorum...
Arka kapağından:
"DÜNYANIN EN HEYECANLI VE MACERA YÜKLÜ MANGA SERİSİBu deftere adı yazılanlar ölür... Şinigami Ryık'un insanoğlu dünyasına düşürdüğü defter:DEATH NOTE. İki seçilmiş insan L,ght Yagami ve L'nin muhteşem savaşı böyle başlar. Eşi benzeri görülmamiş bir korku ve heyecan firtinası ortasında..."

Okuduğum 2. kitap ise Turgenyev'den Babalar ve Oğullar. Artık her ay en az 1 tane klasik okumaya çalışıyorum ve bu ayın klasiği bu. :)

"Konusu 1800'lerin sonunda geçen romanda Turgenyev, her dönemin temel çatışmalarından biri olan kuşaklar arası çatışmayı ele alır ve bu eksende yeni ile eskiyi, doğan ile ölmekte olanı, muhafazakarlıkla devrimciliği karşı karşıya getirir. Şiirsel bir gerçekçilik ile yarattığı "oğul" Bazarov'un nihilizmini, "baba"nın tutucu romantizminin karşısına koyar. Turgenyev'in bu eseri geleneksel değerlerin tümüne karşı çıkan öfkeli genç karakterlerin edebiyat sahnesine ilk kez çıktığı romandır aynı zamanda."
* Goodreads'den aldım ama arka kapakta bu yazılıydı hatırladığım kadarıyla. 
Ben bu kitaba 5'de 5 verdim. Kitabın bazı yerleri bana eğlenceli geldi. Okurken sıkılmadım. Şuan pek yorum yapasım yok, diğer kitaba geçelim.


Diğer bir kitap ise Percy Jackson ve Yunan Tanrıları. Kitap süper eğlenceli idi. Ama fazlada sevemedim bence Rick amca şu zirvede bırakmak olayını keşke uygulasaydı. Yunan mitolojisini bırakıp şu diğer yazacağı seri ile ilgilense güzel olucak. Bu kitabın yorumunu ayrı bir yayın olarak blogda bulabilirsiniz. Kitap Percy Jackson'un diliyle yunan tanrılarını yunan mitolojisiyle ilgili bişeyler anlatıyor.

Diğer diğer bir kitap ise Çavdar Tarlasında Çocuklar. Bu kitabı gerçekten aşırılı aşırı aşırılı sevdim. Bir sayfasında bile sıkılmadım. Yazarın diğer kitaplarını da araştırıcam belki onlarda güzeldir diye :D  Bu kitaba da 5'de 5 verdim. Bu kitabın yorumunu da blogda bulabilirsiniz. :)

Diğer diğer diğer bir kitap ise Kara Kafa. Kitabın yazarı Oscar Hijuelos. Arka kapaktan:

''15 yasındaki Rico Fuentes'in yasam hiçbir zaman kolay olmadı. Çocukluğunun bir kısmını hastanede geçirdi, annesi, perişan hayatı yüzünden onu suçladı, onu çok seven babası bir alkolik ve açık renkli Kübalı ten rengi sebebiyle yaşıtları tarafından dışlanıyor. İşte bu yüzden Rico, Wisconsin'e gidecek. Orada fazla dikkat çekmeyebilir. Orası, sütün ve balın topraklarıdır. Rico için son çaredir. Rico, Harlem'i terk ederek varlığının büyük bir kısmını arkasında bırakır. Ama hiç unutmamak gerekir ki asla beyaz bir çocuğunki gibi normal bir hayatı olmayacaktır. Çünkü bazı seyler geride bırakılamaz, unutulamaz ya da terk edilemez. Bunlar, hep sizinle olacak şeylerdir, daima… Binlerce kilometre gitseniz dahi peşinizi bırakmazlar.''
Kitaba 5 üzerinden 5 verdim. Herkese tavsiye ederim. Kitap çok kıyak ama bazı yerlere sinir oldum çünkü meraklıyım... Kitap ilk ağızdan anlatılıyor -böyle mi denir- ve çocuk bazı yerleri bize anlatmıyor. Kara Kafa DEX'den çıktı ve pek tutmadı sanırsam 2011 de basılmış ve hala aynı baskı piyasada. Bende Migros'dan 5 liraya almıştım, iyiki almışım. Aklıma başka bişey gelmiyor. Benim sevmediğim gerçekten çok az kitap var. Kolay beğenirim ben. Alın okuyun bence. D&R da yüzde 57 indirimde şuanda. Okurken bana Çavdar Tarlasında Çocuklar'ı hatırlattı. Biraz benzeşiyorlar anlatım olarak. Yorgunum ben, benim bu bloğu sınav haftasında açmamın mantıklı bir açıklaması yok zaten çwsdfgghjkl ben biraz daha ders çalışayım bari... *çalışmadı*Başka yazılarda görüşmek üzere. Hoşçakalın!

27 Mart 2015 Cuma

Çavdar Tarlasında Çocuklar - J.D. Salinger | KİTAP YORUMU |






Kitabın Özgün Adı: The Catcher in the Rye
Çeviri: Coşkun Yerli
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 198

Merhaba :) Bugün, bugün bitirdiğim bu kitabı inceleyeceğim. Bu yazı ve inceleme işlerinde pek iyi olmasam da devam ederek gittikçe daha iyi olacağıma inanıyorum. Başlayalım.

Önce biraz bilgi veriyim, kitap açık seçik ve ahlak dışı bulunduğundan ABD'nin bazı bölgelerinde yasaklanmış. Ama daha sonraları bazı Kütüphanelerde yasaklı olmasına rağmen çoğu okullarda okutulmuş. Türkçe çevirisinde ise sansürlenerek biraz daha farklı çevrilmiş. 
Ayrıca kitap Stylist.co.uk sitesi tarafından  "En iyi ve en ikonik 100 giriş cümlesi" listesinde 1. sırada;  "En iyi 101 kapanış cümlesi" listesinde 15. sırada yer almış.

Kitap ana karakterimiz Holden'ın ağzından, kısa bir süre zarfında-3 gün - yaşadıklarını anlatıyor. Kitapta asıl olay şu diyebileceğimiz bir konu yok. Kısaca Holden okulundan atılıyor, bir süre okulda takılıyor sonra okuldan çıkıyor, evine falan gidiyor, bayabi şeyler oluyor yolda vs. ve Holden'ın hayata ve insanlara bakışı biraz farklı olduğundan pek sıkıcı bir kitap değil.

Ben bu kitabı çok sevdim zaten bu tarz kitapları hep sevmişimdir. Çok akıcıydı ve hiç sıkılmadım okurken. Holden'ın bazı tavırları <33 Kırmızı avcı şapkası... Diyecek fazla bir şeyim yok. Kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Bence herkes okumalı.
** Minik bilgiler aldığım http://tr.wikipedia.org/



24 Mart 2015 Salı

Percy Jackson Ve Yunan Tanrıları - Rick Riordan | KİTAP İNCELEME |

   Merhaba! Ben İrem. Bu da blogdaki ilk yazım olacak ve adam akıllı ilk kitap yorumum. :)



 Kitabın Özgün Adı: Percy Jackson's Greek Gods

 Çeviri: Esen Gür
 Yayınevi: Doğan Egmont
 Sayfa Sayısı: 400

   Öncelikle bu kitap ülkemizden önce ansiklopedi gibi kalın kapaklı işte resimli falan fistan çok güzel şekilde basılmıştı. Ama bizde normal resimsiz bir kitap olarak  basıldı. Doğan Egmont'dan çıkan yeni kitapların kağıdı insanı strese sokuyor. 400 sayfalık bir kitap 200 sayfa kalınlığında gözükebiliyor. Avantajı: Kitaplığınızda daha az yer kaplayacak, yaşasın! Herşeye reğmen kitabın kapağı çok seviyorum.

   İçeriğe geçicek olursak kitap Percy Jackson'un dilinden başlangıçtan başlayarak önce Titanları falan kısaca anlatıp asıl olaya yunan tanrılarına geçiyor ve 12 Olimposlu'yu ve 2 tane daha tanrıyı teker teker ele alıyor. Biz bu kitabı okuyarak kültür kasıyoruz yada isimlerle kafayı yiyoruz, böyle bişey işte. Percy ise kendi anlattığı kitap için, "Eğer yalan dolana, ihanete ve yamyamlığa bayılıyorsanız bu kitap tam size göre, çünkü elinizdeki kitapta bunların Altın Çağ'ı anlatılıyor." demiş^^
   Kitap Percy Jackson ve Olimposlular serisi ile veya diğer seri ile alakalı değil. Tamamen bağımsız bir kitap olarak düşünebiliriz. Yani diğer kitapları okumadıysanız bunu okurken yinede eğlenebilirsiniz. Bence mitolojiye ilginiz varsa ama sıkılmaktan korkuyorsanız bu kitapla temel bilgileri öğrenebilirsiniz. :)
   Ben kitabı çok severek okudum. Çoğu yerini okurken yüzümde bir gülümseme vardı. Ama sonlara doğru beklentimin biraz altına düştü. Genel olarak beğendim ama bence Rick Riordan bu Percy Jackson işini biraz abarttı iki seri var zaten kendi ek kitapları da var şimdide bu çıktı ve Yunan Kahramanları çıkacak. Demigodlar ne çıksa okurlar -ben de dahil- ama bence fazla oldu bu kadarı.
  Kitaba 4,5 verdim (5 üzerinden) ama goodreads de 4 verdim. Umarım sevmişsindir. Kısa oldu, bu zamanlarda sınav haftası yakın olduğundan pek vaktim olmuyor ve ben hızlı yapamıyorum böyle şeyleri. :/
  Başka yazılarda görüşmek üzere! Hoşçakalın...