30 Ağustos 2018 Perşembe

Ruhi Mücerret - MURAT MENTEŞ | KİTAP İNCELEME |

Merhaba herkese! Bu Kurban Bayramı daha önce başlayıp da yarım bıraktığım bir kitabı baştan okudum ve şimdi buradayım. Bu arada geçmiş bayramınızı kutlarım. 30 Ağustos Zafer Bayramınız da kutlu olsun!

Bu inceleme yazısı tamamen genel görüşlerden oluşmayacak. Romanın gidişatı ve olaylar üzerine, ayrıntıya girmeden, de değineceğim. Bunları spoil olarak görenler olabilir bu yüzden uyarmak istedim. 

hadi başlayalım :) 
Yayınevi: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 318
Dublörün Dilemması ve Korkma Ben Varım'ın yazarı Murat Menteş'ten doludizgin bir roman daha!Sıkı tutunun!İstiklal Harbi'nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya starına nasıl dönüşüyor?Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ'yi haklayabilecek mi?Mabet filozofu AVNİ VAV'dan daha neler öğrenecek?NAZLI HİLAL'e, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak?Ve son nefesinde kelime-i şahadet getirebilecek mi?Bir gözü mavi, diğeri kahverengi avare CİVAN KAZANOVA; elden düşme ruhunu, şeytana neden satıyor?Depremde yitirdiği SERPİL SİLAHLIPERİ'yi unutmayıp da ne yapacak?Marifetli afet FUJER FUJİ'den kaçarken neye yakalanacak?Kan kanseri yeğeni OZAN'ı hangi parayla tedavi ettirecek?Alınyazısındaki boşlukları neyle dolduracak?İntiharın eşiğinde tetikte beklerken, kimvurduya mı gidecek?Ziyadesiyle kahkaha ve bir nebze gözyaşı içeren bu serüvendetrenler gemilere çarpıyor.İstiklal Savaşı, 85 yıl sonra devam ediyor.Şakaklar matkapla deliniyor.Uçaklar düşüyor.Kaybedenler şampiyon oluyor.Ölüler diriliyor.Serseri kurşunlar uçuşuyor.Ve reklamlar, müşterileri ele geçiriyor!"100 yaşından küçükseniz, bu romanı mutlaka okuyun!"Emrah Serbes
Öncelikle kitabın dışından başlayacağım. Ruhi Mücerret'in kapağına hastayım desem yalan olmaz. Tasarım bana göre harika. Ana renklerden (sarı-mavi-kırmızı) oluşması insana estetik zevk veriyor. Televizyon ekranında farklı açılardan, üç farklı şey görebilmek de cabası. Yazı tipi ve yerleşim vs. hepsi çok hoş. Arka kapak da çok sade bırakılmamış ve kitapla alakalı çizimler eklenmiş. Kitabın içeriği ve dışı birbirine uyuyor. Her açıdan beğendim.


Klasik bir soru vardır ya ''Kitabın konusu ne?''; hiç bilmem bunu cevaplamayı. Hep kitabın arkasını okuturum. Ruhi Mücerret'in arka kapak yazısı da bu konuda iyi iş çıkarmış. Hem meraklandırıcı bir yanı var hem de gerçekten konuyu veriyor. 

Roman dört ana bölümden oluşuyor, bu bölümler de kendi içinde bölünmüş.Ana bölüm dediğim şeylerin olayı, hangi karakterin bakışından okuyacağımızı göstermesi. Bir sürü başlık göreceksiniz kısacası. Çoğu başlığın altında, sağ tarafa yaslı, minik alıntılar var. Bunlar replik ya da birinin söylediği bir sözlerden oluşuyor. Bence kitaba farklı bir hava katmışlar. Ardından okuyacağınız satırlara soluk bir ışık tutup insanı düşünmeye itiyorlar. 

Dört bölüm; "Avni Vav, Ruhi Mücerret, Civan Kazanova, Ruhi Mücerret" şeklinde sıralanıyor. Avni Vav kısmı dört sayfalık güzel bir başlangıç oldu. Uzun olan Ruhi Mücerret kısmında her şeyin olup bittiğini düşündüm ama çok fazla soru işareti belirdi. Bir şeylerin doğal olmadığını hissettim ve cidden doğal olmadığını da Civan'ın bölümünde anladım. Son bölümü çözemedim ben açıkçası. Garip bir sondu benim için. Lakin garipliğine şaşırmadım çünkü "Dublörün Dilemması"nın sonunda da aynı hisler vardı. 

Ruhi Mücerret adlı karakter, 100 yaşında fakat maşallahı var; benden daha sağlıklı. Bu beni üzdü. Sürekli ölmekten bahsediyor ama hiç ağrılarından bahsetmiyor. Eski toprak derler ya o hesap bir dayanıklılığı var. Ruhi Mücerret'in verdiği öğütleri, gerçekten yüz yaşında biri vermiş gibi özümsemeye çalıştım. Okudum sırada olaylar kafamın içinde bir film gibi ilerlerken fazla ciddiye almış olabilirim. Sevdim ben Ruhu Mücerret'i yav. Orijinal karakter.

Civan Kazanova ise benim için tam bir kafa karışıklığı. Ruhi'nin bakış açısından okurken tanıdığım karakter, kendi bölümünde bambaşka biri oldu sanki. Ayrıca kültürel birikimini oldukça zengin gördüm lakin bu birikimi nasıl edinmiş anlayamadım. onca yıl sokaklarda hem de. Ben mi gözden kaçırdım acaba? 

Romanda hikayesi en derin olan karakter Civan kesinlikle. Hayatı stresli, hareketli ve tehlikeli. En sakin anları Ruhi Mücerret ile geçirdikleri olsa gerek. 

Civan'ın bir zamanlar sevgilisi Serpil, İTÜ mimarlık mezunu. Benim de hedefim burasıydı ama kazanamadım. Bu da kalbimde yaradır. Bu ayrıntı benim için hoş oldu, ilgi çekici oldu.

Romanın en dikkat çekici özelliklerinden bir de karakter isimlerinin sıra dışı olması: Ruhi Mücerret, Masum Cici, Nazlı Hilal, Fujer Fuji... Civan da buna bir noktada tepkisini gösteriyor. Bakınız:
"Timur Tümör... Ne biçim isim bu"(s.231) 

Genel görüşlerimden de bahsedip yazıyı sonlandırıcağım. Okuması zevkliydi. Okuduktan sonra da etkisini hissetmeye devam ettim bir süre. Tamamen tatmin olmadım. Çünkü anlamadığım cümleler vardı. Neden yazmış böyle dediğim. Yeteri kadar zeki mi değilim, yoksa birikimim mi yetmiyor emin değilim. Belki yıllar sonra tekrar okurum, değişen bir şey olmuş mu diye. Şimdilik bu kadardı paylaşacaklarım. Sağlıcakla kalın, iyi okumalar!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder